Böyle bir pazarda rekabet, varlığını gerektiği şekilde hissettirmedi ve mevcut alışkanlıklarla günümüze kadar gelindi. (Alışkanlıktan kastım, iş yapma kültürü) Ancak Türkiye endüstrisinin gelişimine paralel olarak, pazara daha çok firma girdi ve arz-talep dengesi değişti.
Bir ürünü satın alabilmek için, ödemesini çok önceden yaparak sıraya girdiğimiz dönemler, endüstrinin hangi alanında var şimdi? Artık çetin rekabet koşullarında, kıran kırana ihaleler sonucunda iş alınabiliyor. (Acaba bu koşullarda alınan işlerden para kazanılabiliyor mu, yoksa şartlı refleks sonucunda sadece rakibine iş kaptırmamanın hazzı mı yaşanıyor?)

Peki ne olacak?

Her şeyden önce şunu iyi bilmeliyiz, Türkiye endüstrisinde geçen her gün; rekabet koşulları daha da ağırlaşacak. Pazara yeni firmalar girmeye devam edecek. Bunların bir bölümü yurtdışı firmaların Türkiye ofislerini açmaları, bir bölümü de mevcut firmalardan ayrılarak kurulan yeni firmalardan oluşacak ve ‘fiyata dayalı rekabet’ daha da zorlaşacak.

Çözüm!

Çözüm, Türkiye endüstrisine yıllar önce giren ve her geçen gün daha da çok firma tarafından kullanılan ‘‘Çözüm Ortağınız’’ kavramında değil. Çünkü bu ifadenin altı doldurulamadığı için, hem algı olarak pek bir işe yaramadı; hem de gerekli gereksiz birçok firmanın sloganı haline geldi.
Peki geleceğini garanti altına almak ve sağlıklı büyümeye yatırım yapmak için ne yapmalı derseniz? Bana göre bunun tek çözümü var:

Algı Yönetimi ve İlişki Yönetimi

Dikkat edilirse Algı ve İlişki yönetimi demedim, ikisini ayrı olarak yazdım. Çünkü Algı Yönetimi ve İlişki Yönetimi birbirinden farklı kavramlardır. Ancak ne yazık ki, endüstriyel firmalarımız tarafından henüz keşfedilmemiş durumdadırlar.
Şimdi bu kavramların işleyişini sırasıyla yazsam eminim çok sayıda okuyucumuz ‘‘Biz bunları zaten yapıyoruz’’ diyecek ama kesinlikle öyle değil. Hatta, iletişimci hocalarımız şimdi bana kızacaklar ama bu kavramları endüstriye uyarlamak, ilgili üniversitelerin müfredatlarıyla da mümkün değil.
Yapılması gereken öncelikle şu sorunun cevabını bulmaktır:

Müşteri adaylarınız neden sizi tercih etmeli

İşte bu sorunun yanıtını bulmadan ve bu yanıtı tüm faaliyetlerinizle müşteri adaylarınızın iliklerine kadar işlemeden, asla kalıcı başarıya ulaşamazsınız.
İşte bu sorunun cevabını bulamadığınız ve tüm stratejinizi bunun üzerine inşa etmediğiniz için;
-kendi kendinize organize ettiğiniz seminerlerden,
-verdiğiniz reklamlardan,
-katıldığınız fuarlardan
-ve yaptığınız müşteri ziyaretlerinden istediğiniz sonuçları alamıyorsunuz...

Müşteri adaylarınız neden sizi tercih etmeli sorusunun cevabını bulmanızı sağlayacak olan da, Algı Yönetimi ve İlişki Yönetimi uygulamalarını yapacak olan da mutlaka iletişimci bir uzman ekiptir.

Firma bünyesinde olmamalı

İletişimi yönetmek başlı başına bir uzmanlık işidir ve asla bunu kendi bünyenizde yapmamalısınız. İlle, ‘‘Ben ben her şeyi bilirim, ben doğuştan bir iletişim dahisiyim’’ diyorsanız; o zaman kendinize bir iletişim ajansı kurun ama yine de bu işi kendi bünyenizde yapmayın…
Bunu endüstride faaliyet gösteren firmaların tümüne söylüyorum. Çünkü yarın rekabet daha da zorlaşacak ve bugün satın almaktan kaçındığınız iletişim hizmetini yarın çok daha zor koşullarda almak zorunda kalacaksınız, benden söylemesi.

Herkese iyi haftalar…