Üretime tekstil yardımcı kimyasalları ve tekstil boyar maddeleri ile başlayan ve ileriki yıllarında plastik sektörü, su kimyasalları ve hijyen grubu alanlarına da el atan Sözal Kimya, yatırımlarına hız verdi. Şirket, plastik ve kimya alanında 10 milyon dolarlık yatırım yapacak, ayrıca bilgi teknolojileri departmanın özelleştirerek, yazılım alanında hem ulusal, hem de global teknoloji firmaları ile rekabet edebilecek çözümler geliştirecek. 

Eren Bey, şirketinizin yapılanmasını ve yakın dönem iş gündeminizi anlatmanızı rica ediyoruz.  

2007 yılından bu yana Bursa’da yer alan üretim tesislerimizde tekstil alanında 8 bin 111 metrekare, plastik bölümünde ise 11 bin metrekarelik alanda faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. Üretime tekstil yardımcı kimyasalları ve tekstil boyar maddeleri ile başladık. 2016 yılında ise plastik sektörüne giriş yaparak faaliyet alanlarımızı genişlettik. Bu süre içinde masterbatch (plastikleri renklendirmek veya plastiğe başka özellikler kazandırmak için kullanılan, plastik için katı bir katkı maddesi) üretimi ile plastik sektörüne boyar madde üretimi gerçekleştiriyoruz. 2020 yılından itibaren su kimyasalları ve hijyen grubunu dâhil ettik ve ana ürün segmentimizi oluşturduk.

Geniş tekstil kimyasalları ve boyar maddeleri ürün yelpazemiz ile Türkiye’nin yanı sıra dünyanın farklı ülkeleriyle ürünlerimizi buluşturuyoruz. Kimya alanında yıllık 72 bin ton, plastik alanında ise 12 bin 500 ton üretim kapasitemiz bulunuyor. Hızlı büyüyen dinamik bir ekibiz. İstihdam sayımızı mevcut projelerimize göre artırmayı planlıyoruz.  Şu an ekibimizde 183 kişi var, bu sayıyı yüzde 20 oranında artırmayı planlıyoruz.

Markanız ülkemize alanında ne gibi ilkleri kazandırdı? 

Sözal Kimya olarak sektöre ilkleri kazandırmak üzere yoğun çalışmalar sürdürüyoruz. Sektörümüz açısından katma değeri yüksek ve sektörde ithal edilen ürün grubunda çalışmalar oldukça önemli. Bu doğrultuda  2017 yılında kurduğumuz Ar-Ge merkezimizdeki 30 kişilik ekibimizle inovasyon çalışmalarımızı hızlandırdık. Ar-Ge ekiplerimizle birlikte 4 aşamalı bir ürünün hazırlık aşamasındayız. Katma değerli bu ürünle sektöre bir ilk kazandıracağımızı düşünüyoruz. 

Aynı zamanda tüm denetim ve gereklilikleri yerine getirerek sahibi olduğumuz Yetkilendirilmiş Yükümlülük Sertifikası ile sektörde bu belgeyi alan sayılı firmalardan biri olduk. Uluslararası adı ile ‘Authorized Economic Operator (AEO)’ güvenilir ve mevzuat uyarınca belirtilen koşulları yerine getiren şirketler için ithalat ve ihracat süreçlerinde gümrükleme işlemlerindeki süreyi en aza indiren bir konsept aslında. Türkiye’de ve özellikle kimya sektöründe sayılı firmanın sahip olduğu bu belgeyle sektörümüze örnek olmaktan ayrıca mutluluk duyuyoruz. 

İş gündeminizi ve hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? 

Vizyonumuz doğrutusunda öncelikli konumuz Ar-Ge. Yeni yatırımlarımızın odağına da Ar-Ge’yi yerleştirdik. Bu anlamda plastik ve kimya alanında 10 milyon dolarlık büyük bir yatırım planımız bulunuyor. Bilgi teknolojileri departmanımızı özelleştirerek, yazılım alanında hem ulusal, hem de global teknoloji firmaları ile rekabet edebilecek çözümler geliştirmeyi ve yazılım sektörüne katma değerli ürünler kazandırmayı hedefliyoruz.

Diğer yandan pandemi dönemiyle birlikte faaliyet alanlarımızı genişlettik. Hijyen kategorisi faaliyet alanlarımıza eklediğimiz bir alan oldu. Dezenfektan ve kolonya üretimine başladık. Henüz bu alanda yeniyiz ancak zamanla daha iyi bir noktaya gelmeyi planlıyoruz. 

Aynı zamanda pandemi döneminde ilk defa dezenfektan üretimimizle İngiltere’ye ihracat gerçekleştirdik. İhracat emin adımlarla ilerlediğimiz bir alan ve pandemi öncesi yurt içi ve yurt dışı fuar organizasyonlarına katılarak pazar araştırmalarında bulunduk. Bu araştırmalarımıza ve potansiyel ülke arayışlarımıza devam ediyoruz.

Yeni üretim hattı, Ar-Ge, tesis ya da teknoloji yatırımı kararı nasıl veriliyor? Yakın dönemde ne tür bir yatırıma imza attınız? Bu yatırımın size ne gibi getirileri oldu? 

İnovasyon ve girişimcilik şirket kültürümüzün önemli bir parçası. Kaliteli ürünü,  zamanında, doğru miktarda ve elbette doğru maliyet ile müşterimize teslim etmek için müşteri odaklı çalışıyoruz. Bu gereklerin biri veya birden fazlasını iyileştirmek için “yenilik” fikri her ilgili departmandan gelebilir. Fikir ortaya çıktığında ilgili departmanların yine bir veya birden fazlası birlikte çalışarak çözümler geliştirebilir. Çözümler yeni bir ürün, yeni bir teknoloji veya yeni bir tesis, yeni bir yatırım olabileceği gibi mevcutlarda iyileştirme de olabilir. Projenin bütçesel ihtiyaçlarına göre kurumsal yapının fonksiyonları devreye girer ve kararlar alınır. Plastik bölümünde yeni yatırımımızla birlikte büyük bir kapasite artışı hefeliyoruz.

Fabrikanızda; hammadde girişinden, tasarım ve Ar-Ge çalışmalarına, oradan sevkine kadar olan üretim süreçlerini anlatır mısınız?

Şirketimizde yakın zamanda Tedarik Zinciri Bölümümüz yeniden yapılandırılmış ve dünyadaki yeni yaklaşıma uygun bir tanım yapılmıştır. Planlama, Lojistik Satınalma, Direkt Satınalma, Tekstil Yardımcı Kimyasalları ve Boyar Maddeler Üretim Operasyonu, AR-GE, Depolama ve Lojistik Operasyon bölümlerimiz birbirleriyle entegre olarak doğru hammaddenin doğru maliyet ve zamanda üretime kazandırılmasından bitmiş ürünün sevkiyatına kadar tüm süreçlerinde ERP/MRP iş akışları ile yürütülmektedir.

Sıfır duruş / sıfır hata ile kaliteli üretim adına ne tür metod ve sistemler kullanılıyor? Daha çok hangi otomasyon donanım ve yazılım teknolojilerinden yararlanıyorsunuz?

Şirketimizde Yalın ve Six Sigma yaklaşımı bir süre önce başladı. Bu tür projelerin şampiyonları olacak Ülke İcra Kurulu Üyeleri eğitim almıştır. Tüm bölüm ve personelimizin bu disiplinle eğitimlerine devam edilmektedir. Çeşitli süreçlerimizi KAIZEN takımları ile inceliyoruz. İlk seferde doğru yapmak (FTR First Time Right) sadece üretim için değil tüm süreçlerimizde önemli bir performans indikatörümüz. Özellikle sektörümüzdeki küresel sürdürülebilirliğe katkısı ise tartışılmaz. Elbette bu çalışmalar planlama aşamasından başlayarak zamanla verimlerini OEE’de ki olumlu gelişmelere bağlı hacimsel artışları da yanında getiriyor. İlk çeyrek hatta Q1+1 – itibari ile ilave yatırımlardan arındırılmış olarak iş merkezleri bazında baktığımızda 2019’a göre yüzde 25, 2020’ye göre de yüzde 20 artan “kaliteli üretim” hacmi bunun en önemli göstergesi.

Endüstri 4.0 / Sanayinin Dijital Dönüşümü vizyonunuz nedir? Pilot uygulamalarınızdan bahseder misiniz? Bu uygulamalar üretim verimliliğine / ürün çıkış sürelerine /kaliteye / izlenebilirliğe vb. ne gibi katkılar sunuyor?

Endüstri 4.0 ve Dijital Dönüşüm herkesin gündeminde olan bir konu. Karşılaştığımız örneklerin çoğunda; eskiden kağıt formlar ile yapılan işlerin dijital kağıtlara dönüşmesi olarak algılandığını görüyoruz. Bugün şirket iş akışlarında ortaya çıkan müthiş büyüklükte veri var. Bizim dijitalleşme vizyonumuz bu veriyi bilgiye dönüştürmek ve yine yaygın tanımı ile “big data” yı çevre, insan, müşteri ve şirket yararları doğrultusunda kullanabilmektir.

Makina parkurunuz hakkında bilgi vererek, son dönemde yaptığınız yatırımları ve sağladığı avantajları anlatır mısınız?   

20’ye yakın reaktör, toz ve sıvı karıştırıcıdan oluşan iş merkezlerinde yaklaşık 200 ton kurulu hacim ile farklı kimyasal teknolojilerle üretim yapabilmekteyiz. Bundan sonraki yatırımlarımız kapasite artışından çok üretim teknolojimizi ilerletmek ve verimliliği arttırmayı daha ön planda tutuyor. 

Depolarınızda operasyon süreçlerini hızlandırmak ve doğru sevkiyatı sağlamak adına ne tür donanım ve yazılımlardan yararlanıyorsunuz?  

Müşteri Hizmetlerinden başlayan MRP/ERP iş akışlarıyla sürdürülen süreçler OTIF performans indikatörümüzün yüksek standartta olmasını destekliyor. Elbette yetişmiş, işine ve şirketine bağlılığı ön planda tutan SÖZAL çalışanları bu sistemin merkezinde olmaya devam ediyor. BARKOD sistemi ile adreslenmiş depolarımız operasyonel olarak sistemi daha da güvenilir ve hızlı hale getirmektedir. 

Tesisinizde enerji maliyetlerinizi düşürmek için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Kendi enerjinizi üretmek için bir yatırım planınız var mı? Yatırım yaptıysanız sonuçlarını paylaşır mısınız? 

Enerji tasarrufu sadece maliyet değil, 2030 Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda da değerlendirilmesi gereken çok önemli bir konu. Enerji tasarrufu zaman zaman işletmelerde örneğin sadece eski teknoloji elektrik motorunu yeni bir motor ile değiştirmek gibi görülebiliyor. Bu elbette bir yöntem ancak yatırım isteyen bir yöntem. Aslında enerji tasarrufu ve dolayısı ile maliyetin azaltılması planlama aşamasında başlar. Eğer planlamaya dikkat edilmezse aynı hacimsel üretimi birkaç kat fazla enerji ile üretmek de mümkündür.