Türkiye’nin jeneratör üretimi alanında önemli bir paya sahip olan Teksan Jeneratör hem Kocaeli hem de Sancaktepe’de bulunan iki farklı fabrikasıyla üretim faaliyetlerine devam ediyor. Sancaktepe Fabrikasındaki kojenerasyon sistemi ile kendi enerjisini üreten Teksan Jeneratör, şimdi de güneş enerjisine yatırım yaparak kapasitesini artırmayı hedefliyor. 
Jeneratör alanında gerçekleştirdiği üretimlerle hem Türkiye’de hem de dünyada önemli bir paya sahip olan Teksan Jeneratör, kendi enerjisini üretmek isteyen fabrikalar için de projeler gerçekleştiriyor. Üretim faaliyetlerine iki farklı fabrikada devam eden Teksan Jeneratör, Sancaktepe fabrikasına kurdukları kojenerasyon sistemi ile kendi enerjisini üretiyor. Teksan Jeneratör şimdi de güneş enerjisine yatırım yapmaya hazırlanıyor. Kendi enerjisini üretmek isteyen fabrikalara sundukları projeleri konuşmak amacıyla bir araya geldiğimiz Teksan Yönetim Kurulu Üyesi Abdulhalik Emre Teksan ve Ebru Ata Tuncer merak ettiğimiz soruları yanıtladı. 

Üretim tesislerinizdeki yapılanmadan ve buralarda gerçekleşen üretimlerden kısaca bahsedebilir misiniz? 

Abdulhalik Emre Teksan: Teksan Jeneratör üretim faaliyetlerini hem Kocaeli Serbest Bölgesi’nde hem de Sancaktepe’de bulunan iki farklı fabrikasında gerçekleştiriyor.  Sancaktepe’de bulunan fabrikamız 20 bin metrekare alan üzerinde yer alırken Kocaeli’ndeki fabrikamız ise toplam 50 bin metrekarelik büyüklüğe sahip. Senede 15 bin adet üretim gerçekleştiriyoruz. Kocaeli’nde yer alan Teksan Jeneratör fabrikasını kendi sektöründe en büyük fabrika olarak nitelendiriyoruz. Serbest Bölge’de yer alması nedeniyle de ihracat faaliyetlerimizi bu alan üzerinden yürütüyoruz. 

Sektörünüzü enerji tüketimi açısından değerlendirebilir misiniz? 

Abdulhalik Emre Teksan: Jeneratör sektörü ağırlıklı olarak fason imalat üzerinden ilerleyen bir sistem üzerinde çalışıyor. Biz ise imalatçı firma olduğumuz için sektörün dışında davranıyoruz. İmalat sürecinde sac işlemeden boyama işlemlerine kadar birçok aşama Sancaktepe fabrikamızda gerçekleşiyor. Dolayısıyla diğer jeneratör fabrikalarına göre bir miktar daha fazla enerji tüketiyoruz. Enerji tüketimimizi etkileyen faktörler arasında mevsimsel özellikler yer alıyor. Sancaktepe fabrikamızda kış mevsiminde yaklaşık 350 kWh enerji tüketirken yazın bu rakam 440 kWh bandına kadar yükseliyor. Kocaeli’nde yer alan fabrikamızda ise geniş bir alana sahip olmasına rağmen yaklaşık 200 kWh elektrik tüketimi gerçekleşiyor. Bunun sebebi ise Kocaeli fabrikamızın ileri teknoloji ile donatılmış olması. Kocaeli fabrikasının aydınlatması için LED sistemler kullanıldı. Havalandırma ve soğutma sistemleri için verimliliği yüksek sistemler tercih edildi. Tüm bu yatırımlar neticesinde elektrik tüketim oranları azaltıldı. 

Fabrikanızda bulunan enerji santrali hakkında bilgi verebilir misiniz? Toplam kurulu gücü nedir ve yılda ortalama ne kadar elektrik üretiyor? 

Abdulhalik Emre Teksan: Teksan Jeneratör fabrikasında 2007 senesinde kojenerasyon tesisimizi hayata geçirdik ve kendi enerjimizi üretmeye başladık. Mevsimsel şartlara göre yılda yaklaşık yüzde 60 ila 70 oranında enerji üretimi gerçekleştiriyoruz. Kendi enerjimizi üretmeye başladığımızdan bu yana üretim kapasitemiz aynı kalmadı tabii. Kurulu gücümüz ise 2007 yılındaki üretim kapasitemizi karşılaması üzerine hazırlanmıştı. Şu anda dalgalı olan yükleri şebekeden çekiyoruz ve geri kalan yükleri kojenerasyon sistemimizden üretiyoruz.  

Kapasiteyi artırmaya yönelik bir planınız var mı? 

Abdulhalik Emre Teksan: Kojenerasyon sistemlerinin verimli çalışması için ideal ömrü 60 bin saattir. Bizim sistemimiz ömrünü doldurmaya başladı. Biz üretim kapasitesini 250 kWh seviyelerinden 330 kWh’e çıkaracağız.

Güneş enerjisi yatırımları ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? 

Abdulhalik Emre Teksan: Teksan Jeneratör’ün Kocaeli fabrikasında çatı üzeri GES projesini hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu yatırımımızla ilgili fizibilite çalışmaları üzerinde çalışıyoruz. Uygun cephelerde yapacağımız kurulumla ihtiyacımızın yüzde 70’ini karşılayabiliyoruz. Sancaktepe fabrikamızda ise tüketimimizin yüzde 35-40’ını kapsayacak şekilde çatı üzeri GES projesini hayata geçirip kojenerasyon sistemiyle birlikte eş zamanlı çalışacak bir sistem kuracağız. Bu yatırımla birlikte enerji maliyetlerimizi daha da azaltacağız. 

Doğalgaza gelen zam oranları yatırımların fizibilite sürecini nasıl etkiledi? Yatırımcının gözüyle kojenerasyon sistemlerini değerlendirebilir misiniz? 

Abdulhalik Emre Teksan: İlk yayınlanan tarifede elektrik üreticilerine çok ciddi bir zam uygulandı. Bu sebepten dolayı üreticiler endişe yaşadı ve havaalanından fabrikalara kadar herkes kojenerasyon sistemlerini kapattı. Bu sistemlerin bir süre çalışmaması yatırımcıda rahatsızlık oluşturdu. Bu sorunu çözebilmek için kompozit ismini verdikleri yeni bir tarife oluşumu yapıldı. Bu tarifeye göre fabrikalar kojenerasyon sistemlerini öz tüketim için kullanıyorlarsa ısınma için kullanılan tarife ile elektrik üreticisinin tarifesi ortasında bir fiyatlama yaptılar. Bu tarife belirlendikten sonra sektörde yaşanan tedirginlik bir nebze azaldı fakat bu yeni yatırımları teşvik etmiyor. Türkiye’nin enerji üretimindeki dinamiklerinde kojenerasyon projeleri önemli bir yer tutuyor. Şöyle ki Türkiye’de elektriğin yaklaşık bir yüzde 60’ı kömür-doğalgaz gibi kaynaklardan geliyor. HES alanında önemli bir kurulu güce sahibiz. Rüzgar enerjisi alanındaki kapasitemiz de her geçen gün artmaya devam ediyor. Ancak hala kapasitemizin yüzde 50’sinden fazlasını kömür-doğalgaz santrallerinden üretiyoruz. Bünyesinde kojenerasyon santrali olan fabrika yüzde 40 ve üzeri bir verimlilik ile elektriğini üretiyor ve yüzde 40 ve üzeri kadar ısıyı da ücretsiz elde etmiş oluyor. Kurulu güçler o fabrikanın kapasitesine göre değişiyor.  Şayet Türkiye’deki kendi enerjisini kojenerasyondan elde eden fabrikalar sistemlerini kapatırlarsa Türkiye kojenerasyon sisteminde herhangi bir ücret ödemeden kazanılan ısıl enerjiyi elde etmek için yüzde 40’tan daha fazla doğalgazı ithal etmek zorunda kalır. Yenilenebilir enerji yatırımlarının amorti sürecini incelediğiniz zaman halen kojenerasyon yatırımlarının daha hızlı geri dönüş sağladığını düşünebilirsiniz. Kojenerasyon sistemleri enerji verimliliği sağlayan yönüyle ekonomiye kattığı değer kadar çevreci bir çözüm de sunar.

Gaziantep Belediyesi için gerçekleştirdiğiniz atık enerji projesi hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Ebru Ata Tuncer: Gaziantep Belediyesi’ni bir sanayi tesisi olarak düşünebilirsiniz. Orada yaklaşık 7 bin büyükbaş hayvanın atığı işleniyor. Bu atık anaerobik çürütme yöntemiyle gazlaştırılıyor. Çıkan gaz ise kojenerasyon ekipmanlarında kullanılarak elektriğe dönüştürülüyor. Biyogaz projelerinde atıkların içeriği önem teşkil ediyor. Örneğin; yüzde 100 tavuk üzerinden biyogaz elde edilmek istendiği zaman teknik olarak sorun yaşanıyor çünkü tavuk atığında azot içeriği çok yüksek olduğu için çürütücünün içinde amonyak oluşumunu teşvik ediyor. Bu da bakterinin çok hoşlanmadığı bir durum olduğundan içeriğe büyükbaş hayvan atığının da girmesi gerekiyor. Bu alana örnek olabilecek bizim şu anda servis hizmetlerini yürüttüğümüz bir tesis mevcut. Ankara’da faaliyet gösteren İtimat Tavukçuluk firması bu şekilde üretim yapıyor. Bu noktada ise atıkların bertarafı ve enerji üretimi öne çıkıyor. Çünkü tesisler atığın bertarafını gerçekleştiremezse daha çok yatırım yapıp kapasite artışına gidemiyorlar. O yüzden bunların önünde çözülmesi gereken bir problem olarak ortaya çıkıyor. 

Yatırımcılar biyogaz projelerini nasıl değerlendiriyor? 

Ebru Ata Tuncer: Biyogaz projeleriyle ilgili sistemleri bugüne kadar hep yurt dışından hazır almışız ancak o projelerle ilgili dikkat edilmesi gereken bir durum bulunuyor. Tesis uzaktan izleme ile takip edilirken aynı zamanda fiziksel olarak da sürekli izlenmesi büyük önem taşıyor. Örneğin; bir kimya tesisinde kurulacak biyogaz sisteminin başında devamlı olarak durmak gerekiyor çünkü bakterinin açlık oranı gibi birçok parametreye göre yükleme yapılmasına karar veriliyor. Dolayısıyla sistemi sadece kurmak bu tarz projeler için yeterli olmuyor. Yerel olarak destek verilmeden çalıştırılan sistemlerin olumlu sonuçlar ortaya çıkarmadığının görülmesinden dolayı yatırımcılar bu projelere temkinli yaklaşıyordu.  
Şimdi ise biyogaz projelerinde yerlilik oranları artıyor. Gaziantep’te hayata geçirdiğimiz projeyi incelediğimizde yerlilik oranının en yüksek tesis olduğunu görebilirsiniz. Bu projelerin verdiği sonuçlar ise YEKDEM’in yayınladığı sonuçlardan da rahatlıkla takip edilebiliyor. 
2018 yılında hangi tesisin ne kadar elektrik ürettiği, yüzde kaç emre amadelik ile çalıştığı görülüyor. Yapılan başarılı tesislerin sonuçları farklı sektörlere uyarlandıkça ilgi ve alaka her geçen gün artacaktır. Özellikle çevre tarafı düşünüldükçe tesisler için biyogaz projeleri bir opsiyon olmaktan çıkacak ve zorunlu hale gelecektir. Türkiye’nin Batı bölgesindeki başarılı projelerin Doğu tarafında da artmasını umuyoruz. 

Teksan Jeneratör’ün 2019 yılında enerji sektörüne yönelik hedefleri nelerdir? Sizin yatırım kararlarınız hangi doğrultuda şekilleniyor? 

Ebru Ata Tuncer: Biz 2019 yılında ve sonrasında endüstriyel tesisler için kojenerasyon ve biyogaz projelerine ağırlık vermeyi hedefliyoruz. Çünkü Türkiye’nin bu tarz projelere ihtiyacı bulunuyor. Dünya genelindeki projeleri değerlendirdiğiniz zaman bu projelerin Almanya’da 10 bin seviyelerine ulaştığını görüyoruz. Türkiye’de ise bu projelerin sayısı henüz 100’e ulaşmış değil.  
İhracat noktasında da önemli hedeflerimizi belirledik ve Turquality programına dahil olduk. Marka teşviki programında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İngiltere gibi hedef ülkeler belirledik. Amacımız, bu ülkelerde enerjinin çok tüketildiği sektörlere yönelik çözümler sunmak. 

Hedeflediğiniz sektörler hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Ebru Ata Tuncer: Bu projelerle hitap ettiğimiz sektörlerin başında sağlık, AVM, data center gibi alanlar geliyor. Biz bu noktada hedef odaklı ilerleyip onlara çözüm sunan bir firma olmak istiyoruz. Jeneratörü herkes yapabilir ama kaliteli jeneratörü herkes yapamaz. Bizim için önemli olan fark yaratarak bir adım öne geçmek ve hem kalitemizle hem de güvenirliliğimizle firmalar için önemli bir çözüm ortağı olabilmek. Jeneratör bizim işimizin bir parçası olmakla birlikte daha çok enerji çözümü sağlayan bir firma olma hedefi yolunda ilerliyoruz. 
Abdulhalik Emre Teksan: Türkiye’de sanayi tesislerinin kendi enerjisini üretmelerine yönelik çalışmalar hızla artıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise bu projelerin artması için yoğun bir çalışma gerçekleştiriyor. Hatta 10 tane büyükbaş hayvanı olan yerlerde bile biyogaz tesislerin kurulması için inisiyatif geliştiriliyor. Bu projenin Türkiye açısından önemli avantajları olacak çünkü Türkiye’de hayvancılık sadece büyük tesislerde yapılmıyor. Özellikle Doğu şehirlerinde çok büyük alanlarda ve dağınık olarak ilerliyor. Şimdi ise devlet teşvikleri ile birlikte bu yapılaşmanın çok daha düzenli olacağına inanıyoruz. Türkiye’de yüksek adetlere ulaşamasak bile bu kurulumların yapılacağını öngörüyoruz.