O aylarda bir yetkili ağız çıkıp da bir açıklama yapsa, “Piyasaları etkileyecek olan muhtemel sorun şudur, bizim aldığımız önlemler de budur” dese, hiç kuşkusuz hepimiz için kayıp şu ankinden daha az olacaktı.

***

Ekonomiyi yönetenlerden beklenen açıklamalar gelmediği gibi, “Bizi etkilemeyecek” söylemleri de yan tesir yaptı ve insanlar para harcamaktan korkar hale geldi.
Daha sonra birkaç önlem paketi açıklanınca bazı sektörlerde rahatlama oldu ama çok da yeterli değil.
Şu an reel sektörde ortalamaya bakınca, bir önceki yıla oranla kayıp hala yüzde 50 ile yüzde 80 arasında.

***

Şimdilerde insanların para harcama korkusu yeni yeni anlaşılmış olmalı ki “Ekonomiye can verin” konulu reklam kampanyası yürütülüyor.
Mantık doğru. Reklamın kurgulanması konusunda pek çok şey söylenebilir ama bu yazının konusu bu değil.
Konu, bu mantıkta birtakım kampanyalar 2008’in Kasım ayında başlatılamaz mıydı?
Bir yandan da reklam kampanyası ve reklamda verilmek istenen mesajı destekleyen açıklamalar, haberler, referanslar...
Bir düşünün! “Ben krizden fazla etkilenmedim” diyen birkaç tanıdık iş adamı konuşturulsa nasıl faydalı olurdu?
Sonuçta gerçekten bu krizden çok fazla etkilenmeyen şirketler yok mu? Elbette var!

***

Çıkıp da yalan söylensin, “Ortada bir sorun yok” densin, demiyorum ama şu gerçeği artık kabul etmek lazım: Hepimiz, “İşime yatırım yapmaya devam eder ve harcadığım parayı kazanamazsam ne yaparım?” kaygısıyla krizin derinleşmesine sebep olduk.
Ben bu iddiayı ortaya bugün atmıyorum ki! Girin Haberortak.com’a, bakın eski yazılara.. Karıştırın arşivinizi bulun Sektörel Tanıtım Dergileri’nin eski sayılarını, okuyun.
O yazılarda da göreceksiniz ki, bugün; “Alın, verin, ekonomiye can verin” konulu iletişim çalışmasıyla yapılmaya çalışılan şeyi anlatıyordum, ama anlayana!