Depo yönetiminde sıklıkla yapılan temel hataların başında ham madde deposunun tedarik, ürün deposunun da dağıtım sürecinin öğeleri olduklarını görmemek gelir. Her iki depo türü de bağımsız çalışan, otonom birimler değil, daha üst sistemlerin içinde başka birimlerle etkileşimli görev yapan ünitelerdir. Bu nedenle depolar işlevlerini yerine getirme performanslarıyla önce doğrudan temasta oldukları öğelerin, sonra da ait oldukları sistemin başarısını etkilerler. Bu konu akıldan hiç çıkartılmaması gereken temel gerçektir. 

İleriye yönelik düşünebilen firmalar önceliklerini tedarik (procurement) ve dağıtım süreçlerinin iyileştirilmesi olarak benimserler. Bu bakış tedarik süreçlerinde “source-to-settle (S2S)” adı verilen uygulamayı doğurmuştur.   S2S “kaynak bulma-tedarik-depolama-ödeme” aşamalarından oluşur. S2S firma bulma, teklif alma, satınalma, taşıma, depolama ve muhasebe fonksiyonlarını, bu fonksiyonlarda görev alan çalışanları entegre eder. Bu yapı sayesinde uygulamalar disipline ve standardize edilir, izlenebilirlik de zirve yapar. Tabii ki S2S bir yazılım ortamında gerçekleştirilir ve depo yönetim yazılımını da kapsar.

Depoyu izole değil, ait olduğu sistemle beraber düşünebildiğimiz oranda faydalı kılabiliriz.