İki firma sahibi görüşüyor. Dertler ortak olduğuna göre tek konuşulan konu da kriz oluyor. Biri söze başlıyor, “X Makina firması 70 kişiyi işten çıkarmış!” Diğeri hemen sözü alıyor, “Hayır 300 kişi çıkarmış, durumları çok kötü diyorlar”!
Akıllarda beliren ilk algı şu oluyor: “Sektörün en büyükleri bile küçülmek zorunda kaldığına göre, demek ki benim de küçülmem lazım”.
Hemen ardından yatırım kararlarını iptal etmeler, pazar payını kaybetme pahasına tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini durdurmalar, alacaklılarına bir sürü entrikalar, 5-10 gün sonra maaş ödeyeceği parasıyla döviz almalar ve işten çıkarmalar…

***

Oysa bunların hiçbirini yapmadan önce X Makina firmasına bir sorsa, “işçi çıkardın mı?” diye, bu haberin asılsız olduğunu o da öğrenecek…
Bir başka asılsız haber de e-postalarla dolaşıyor ve bunları birbirimize göndermekten asla usanmıyoruz. Bu aralar içlerinde en popüler olanı şu: “Bir istihbarat alınmış, çok yakın bir zamanda büyük alışveriş merkezlerinde terör saldırıları olacakmış!”. Tamam o zaman, alışveriş de yapmayalım ki ekonomimiz tamamen çöksün…
Bazı televizyon kanallarının yayınlarına bir bakın. Tüm yayın akışında, “ekonomi çöktü, ülke elden gitti” formatı işleniyor. Sizce neden?
Kriz falan yok demiyorum. Elbette kriz var ama bu krizin derinleşmesi acaba kimlere yarıyor? Pazar payımızı kaybetmeden önce bunu bir daha düşünelim diyorum.