2009 yılının ilk 2 ayı inanılmaz kötü geçti! Tüm sektörlerde satışlar yaklaşık yüzde 80 oranında geriledi.
Mart ve Nisan aylarında bu kayıp oran yüzde 50’lere, mayıs ayında da yüzde 40’lara kadar çekilebildi.
Şimdi merak edilen husus bu satış kayıplarının ve zarar edilen miktarın ne zaman telafi edileceği.
Ancak geçmiş satış kayıplarının telafi edilebilmesinden daha önemli bir sorun, yaz ayı ile başlayan tatil sendromu!
İşlerin en iyi olduğu dönemlerde bile satışlar kayıplarının yaşandığı yaz ayları, çalışanlarla işverenler arasında bazı sıkıntılara sebep oluyor.
Bir de 2009 gibi ilk 5 ayında ciddi ekonomik kayıpların olduğu bir yılda, bu sorunun daha zor aşılacağı kanaatindeyim.

***

Ekonomik krizin ilk baş gösterdiği aylarda çoğu şirket yöneticisi önlem olarak işçi çıkarmayı tercih etti. Bu tercihi kullanmayan ve büyük özverilerle ciddi zararları göze alan işverenler, yaz döneminde çalışanlarından daha fazla özveri bekleyecek.
Çalışanların da büyük stres altında geçirdikleri ilk 6 ay için kendilerini daha fazla tatil yapma hakkına sahip hissedecekleri düşünülürse, yeni bir krizin kapımızda olduğu aşikar.

***

Elbette çalışanların tatil hakları yasalar çerçevesinde düzenlemiştir ama bu süreci kanunların ön gördüğü gibi aşmak pek kolay gözükmüyor.
Çünkü çalışanın, çalışma süresine bağlı olarak hak kazandığı resmi tatil süresini bire-bir uygulamaya koysanız bile; ‘kimin ne zaman izin kullanacağı’ gibi başka sorunlar gündeme geliyor.
Bazı şirketler son yıllarda tüm çalışanlarına aynı anda izin kullandırarak şirketi belirli bir süre kapatmayı denedi.. Ama bu yıl işlerin daha yeni yeni toparlanmaya başladığı yaz döneminde bu formül iyi bir çözüm gibi durmuyor.

***

‘Çalışanlar arasında sıra ile tatil kullanma süreci de başka bir tatil sendromuna ve iş kaybına sebep oluyor. Haftalarca tatil programı yapmak, yine çok öncesinden tatil havasına girmek, tatil sonrası iş adaptasyonu vb…

Kısacası bu yıl tatil süreci yeni bir krize sebebiyet vermeden ele alınmalı. Galiba tek çıkış yolu da genel bir şirket toplantısı ile konuya ortak çözüm bulmaktan geçiyor.

En azından ben öyle yapacağım.

Saygılarımla.