Çok değil bundan 5-10 yıl öncesine kadar yurtdışında yayımlanan sektör dergilerine imrenir, hemen her fırsatta örnek gösterirdim. Nasıl oluyordu da küçücük sektörlere yönelik dergiler yapıyor ve her ay okuyucularla buluşabiliyorlardı?
Bu dergiler arasında beni en çok şaşırtan da vinç sektörü dergileri olurdu. Topu topu 8-10 firmanın reklamıyla yayımlanan bu vinç dergileri birkaç bin dolarlık reklam fiyatlarıyla uzun yıllar sektöre hizmet edebiliyorlardı?
Bu reklam fiyatlarını sektör firmalarının karşılayabiliyor olması, bu firmaların gayet iyi para kazandığı anlamına geliyordu. Peki ama o zaman, vinç sektörü firmaları çok para kazanmalarına rağmen neden herkes bu sektöre yatırım yapmıyordu acaba?

***

Ben bir yandan bu sorulara yanıt ararken diğer yandan Türkiye vinç sektörünün gelişimine yakından şahit oluyordum. Bu gelişim süreci beraberinde birçok sorunu getirdi. Sektörün en büyük sorunlarından biri de ‘hazım sorunu’ oldu. Yani ardı ardına kurulan vinç firmaları sektörü sıkıntıya soktu. Birçok firma mevcut pazarını kaybetti...
Ve birbirlerinden ayrılarak kurulan çok sayıda küçük firma... İmalatçılar, montajcılar, servisler, distribütörler… Evet, son 10 yılda Türkiye’nin vinç sektöründe neler değişti neler!
Yurt dışındaki vinç dergileri mi? Onlar da duruyor, sektörün 8-10 firması da. Neden mi? Onlar rekabeti ve iletişimi gayet iyi yönetiyorlar da ondan.

***

Pazarda rekabet sadece eleştirmekle olmuyor! Hatırlayın bir ara televizyon reklamlarında deterjan firmalarından biri, “Deterjana ayrı, kireç önleyiciye ayrı para ödemeyin; bizim deterjanlarımızda çamaşır makinanızı koruyacak kadar kireç önleyici var” diye reklam yapacak olmuştu. Rakibi olan firma hemen bir karşı atakla rakibini bastırmış ve sadece iletişim gücünü kullanarak mevcut pazar payını korumuştu. Üstelik o reklamı çıkaran deterjan firması o dönemde doğru söylemişti ama yeni olmanın dezavantajına yenik düştü.
Günümüzde hala bu firmanın pazarına yatırım yapacak bir firma çıkamıyor.

***

Yukarıda verdiğim rekabet şeklinin en başarılı örneklerinden biri de yurdumuzda Tatef Fuarı’nda yıllardır yaşanıyor. Sektörün büyük firmaları mevcut pazar paylarını kaybetmeme adına çoğu zaman ihtiyaçlarından daha fazla metrekare yer alarak fuara katılıyorlar.
Bunun aksini söyleseler de burada tek amaç yeni firmalarla rekabette bir adım önde olmak...
Peki vinç sektörünün büyük firmaları nerede? Hani! Krizi fırsata dönüştürmek yok mu?
O çok şikayet ettiğiniz haksız rekabetten kurtulmanın tam zamanı değil mi?
Bana göre bu köprünün altından daha çok sular geçer. 2009 yılında bu suların içinden de daha çok vinç firmaları çıkar! Boşuna kırılmayın, dost acı söyler.

Saygılarımla.