Türkiye, bu iki sektör için çok büyük bir pazar. Son birkaç yılda bu bakir pazardan pay almak isteyen çok sayıda firma, ürün gruplarına akıllı bina ya da güvenlik sistemleri konusunda birtakım çözümler ekledi.
Ancak, ne yazık ki çok sayıda firma pazarın gelişim sürecini tamamlamasını bekliyor.

***

Bu çok ciddi bir hata! Çünkü bu pazarlarda büyük bir fırsat var. Hem firmasının sektördeki bilinirliğini artıracak hem de kolaylıkla yapabileceği PR (halkla ilişkiler) çalışmalarıyla sektörün gelişimine katkı sağlayacak firmalar, bana göre bir daha arası kolay kolay kapanmaz yol alabilirler!
Bu durum rekabet açısından gelecekte doğabilecek sorunları da önemi ölçüde gidermiş olur.
Dilerim, hem akıllı bina hem de güvenlik sistemleri sektöründe faaliyet gösteren firmaların önemli bir kısmı, bu büyük fırsatı değerlendirebilirler.

***

Türkiye’deki şirketler cazip pazarları tespit etmek konusunda oldukça başarılı... Pazarı tespit etmek ve hızlı bir şekilde ilgili pazara ürün sunmak konusunda son derece başarılıyız.
Ancak, para bağlamayı sevmiyoruz! Çoğunlukla yatırım yapmayı, ilgili sektörün kullanabileceği ürünü satış portföyümüze eklemekten ibaret olduğunu düşünüyoruz. Yani parasız iş yapmayı oldukça seviyoruz!
Sonra da, ürün grubumuzda yer aldığı halde müşteri adaylarımızın bizi tercih etmemelerine kızıyoruz! İşte bu bakış açısı, Türkiye’den dünya şirketleri çıkmasını engelliyor...

***

Aklınıza ilk gelen Türkiye’nin büyük markalarına bir bakın! Bakın bakalım sahipleri Türk mü? Şirketlerini yönetme şekilleri bizim alışkanlıklarımızla örtüşüyor mu? Ürün için harcadıkları para ile ‘pazarlama faaliyetleri için harcadıkları para’ arasında nasıl bir fark var?
Şimdi bir de yerel şirketlerimizin iş yapma alışkanlıklarına bir bakalım. Pazarlama kavramına nasıl bir temkinle yaklaştığımızı bir daha hatırlayalım!..
Ne olur! Bu çok cazip iki sektörü de mundar etmeden işi ciddiye alalım!
Akıllı binalar ve güvenlik sistemleri... Biraz cesaretle ciddi yatırım yapanlar kazanır.
Saygılarımla.