Peki, kendini sigortayla güvence altına alanların yüzde kaçı “güvenlik sistemlerinden” yararlanıyor dersiniz?
-Evet, bildiniz! Arada uçurum olacak kadar çok az bir kısmı.
Yani, “hırsız gelsin, malımı çalsın, yangın çıksın ne yanacaksa yansın; nasılsa zararımı sigorta şirketi karşılayacak” diye mi düşünülüyor acaba!.
-Hiç sanmıyorum.
Bu tamamen ihmalkarlıktan kaynaklanan bir konu olsa gerek.

Hırsızlar kamera ve alarmı olan yerleri sevmez
Dikkat edin güvenlik kameralarının yaygın olduğu yerlerde suç oranı çok düşüktür.
Çünkü, suça meyilli olan insanlar şöyle düşünür; “güvenlik sistemi olan yerlerle uğraşıp çok zaman kaybedeceğime, çok daha az risk alarak hiçbir şekilde korunmayan yerleri tercih ederim!”
Birçok deneyimle de sabit olduğu gibi çok küçük güvenlik önlemleri alarak doğabilecek sorunları baştan çözmek mümkün.
Yapılması gereken, “iyi bir güvenlik sistemleri şirketi” ile anlaşmak...

Güvenlik sistemleri şirketi seçerken nelere dikkat edilmeli
Artık günümüzde, “benim güvenlik sistemine ihtiyacım yok” demek mümkün değil. Ancak, bu ihtiyacın farkındalığı oluştuktan sonra akla gelmesi gereken ilk soru; “güvenlik ihtiyacımı hangi şirketten almalıyım” olmalıdır.
Çünkü, firma seçiminde verilecek yanlış bir karar gelecekte daha büyük sorunlar olarak karşınıza çıkabilir.
Çalışacağınız güvenlik firmasını seçerken mutlaka ilgili firmanın “ana işinin güvenlik” olmasına çok dikkat edin!
Çünkü, “iki kamera takmakta ne var!” diyerek bu sektöre giren o kadar çok firma var ki.. Bu firmalar genellikle sürekliliği sağlayamadığı için, kısa sürede hizmet verdikleri firmaları gelecekte çok mağdur edebiliyorlar.
İkinci önemli konu kullanılacak malzemenin tercihi.. Burada da devreye, “güvenlik için ne kadar bütçe kullanılacak?” sorusu giriyor.
Bütçeniz çok sınırlıysa (çok) ucuz kameraları tecih etmek zorundasınız. Bu durumda yaşanabilecek bir olay karşısında “görüntü kalitesinden ciddi taviz verdiğinizi” bilmenizde yarar var!
Aslında bir kamera çok şeyi halleder ama o kamerayı (ve hizmeti) doğru yerden almanız şart!
Saygılarımla.