Raylı taşıt, metro ve tramvaylar için anahtar teslim sistemler ile sinyalizasyon ve tren kontrol teknolojilerinin lider sağlayıcısı Alstom; Türkiye’de 3 ayda 3 yeni proje ile bir rekora imza atarak 2022 yılına giriş yaptı.

Alstom Türkiye Genel Müdürü Volkan Karakılınç ile daha çevreci ve akıllı mobilite çözümlerine geçiş adına Türkiye’de sundukları çözümleri ve yeni projelerini konuştuk. 

Öncelikle okuyucularımız için kısaca şirketinizin yapılanmasını anlatmanızı rica ediyoruz.

Toplumları düşük karbonlu bir geleceğe taşıyan Alstom, ulaşım sektörünün geleceği için sürdürülebilir temeller sağlayan mobilite çözümleri geliştiriyor ve sunuyor. Alstom'un ürün portföyü yüksek hızlı trenler, metrolar, monoray ve tramvaylardan entegre sistemlere, özelleştirilmiş hizmetler, altyapı, sinyalizasyon ve dijital mobilite çözümlerine kadar çeşitlilik gösteriyor. Alstom'un dünya çapında ticari işletmede olan 150.000 aracı bulunuyor.

Dünya çapında daha çevreci ve akıllı mobilite çözümlerine geçişe öncülük eden Alstom; raylı taşıt, metro ve tramvaylar için anahtar teslim sistemler ile sinyalizasyon ve tren kontrol teknolojilerinin lider sağlayıcısı olarak 70 yılı aşkın süredir Türkiye'de faaliyet gösteriyor. Türkiye’de ilk sözleşmemizi 30 Elektrikli Çoklu Birim (EMU) treni teslimiyle TCDD ile yaptık. 1955'te Türkiye'deki ilk elektrikli lokomotif de dahil olmak üzere 1950'ler, 1960'lar ve 1970'lerde Alstom olarak pek çok projeye imza attık. İstanbul'da 1997-2000 yıllarında, ilk metro hattı olan Taksim - 4 Levent hattı da referanslarımız arasında bulunuyor. İstanbul’daki sembol projelerimizden bir tanesi ise şehrin kimliğine ve tarihi dokuya uygun olarak özelleştirilmiş, Kabataş-Bağcılar hattında işletmede olan, ön tarafı lale siluetine uygun tasarlanmış ve lale kırmızısı rengi ile tarihi yarımadada hizmet veren 37 Citadis tramvayımızdır. 
 
2014 yılında İstanbul ofisimiz, sinyalizasyon ve sistem projeleri için bölgesel bir “MERKEZ” haline geldi. Şu anda İstanbul ofisimiz, Güney Afrika'dan Dubai'ye, Tanzanya'dan Suudi Arabistan'a kadar tüm bölgede teklif yönetimi, proje yönetimi, mühendislik, kaynak bulma, eğitim ve bakım hizmetleri gibi geniş bir faaliyet yelpazesini gerçekleştiren ekiplere ev sahipliği yapıyor. Bu durum demir yolu pazarında kilit bir oyuncu olan Alstom için Türkiye’nin önemini net olarak gösteriyor. 

Tüm bu süreçte yerel yetenekler için yüzlerce iş fırsatı yarattığımızı ve birçok yerli tedarikçi ile ortaklıklar kurduğumuzu da belirtmek isterim. Ayrıca, İstanbul'daki Alstom Bölgesel Sinyalizasyon Merkezi bünyesinde yer alan Yüksek Teknoloji Merkezi’nde sinyalizasyon endüstrisi için uzmanlar yetiştiriyoruz. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Karabük Üniversitesi ile devam eden eğitim işbirliklerimiz ile geleceğe ve gençlere yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Yetiştirdiğimiz genç yetenekler, şirket ve projelerin ihtiyaçları doğrultusunda bölge içinde ve dışında hem kısa hem de uzun vadeli görevler üstleniyorlar.

İş gündeminizi öğrenebilir miyiz? 2021 yılını nasıl tamamladınız, 2022’nin ilk çeyreği ile birlikte değerlendirir misiniz? 2022 yılı için varsa yeni yatırım planlarınızı ve hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?

2021 yıl kapanışı ve 2022 ilk çeyreğini üç yeni proje ile taçlandırmış olmaktan gurur duyuyoruz.  Kasım 2021’de Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü (AYGM) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin mevcut sinyalizasyon altyapısını iyileştirme amacıyla iki yeni sinyalizasyon projesi üstlendik. İlki 201 km uzunluğundaki Bandırma– Bursa– Yenişehir– Osmaneli (BBYO) yüksek standartlı demir yolu projesinin elektromekanik işlerinin yapımını ve teminini kapsıyor. Proje kapsamında, sinyalizasyon alt yüklenicisi olarak Interflo 250 ve Interflo 450 çözümlerimizi uygulayacak, Avrupa Demir yolu Trafik Yönetim Sistemi (ERTMS) seviye 1 ve 2 uygulamalarını tedarik edecek ve Trafik Kontrol Merkezi (CTC) dahil olmak üzere tüm anklaşman sistemini sağlayacağız. Ayrıca, mevcut sistemlerle ilgili eskime risklerine karşı akıllı nesne denetleyicisi kuracak, güvenilirliği, performansı ve işlevselliği artırmak için Avrupa Trafik Yönetim Sistemi’ni (GSMR) hazır hale getirecek ve hattın sinyal sistemlerinin modern fiber tabanlı dijital ağları üzerinde ara yüz oluşturacağız. Proje sonunda BBYO hattı, Türkiye ağındaki mevcut trenlerin tamamıyla uyumlu çalışabilecek.

Bir diğer projemiz ise, Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli (ÇSS) metro hattının inşaat ve elektromekanik tedarikini kapsıyor. Saatte 120.000 yolcu taşıma kapasitesine sahip 11 km uzunluğundaki Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli (ÇSS) metro hattında yer alacak 8 istasyon için yol boyu ekipman temini, Bilgisayar Tabanlı Tren Kontrol (CBTC) sistemi ve 4 yeni tren için araç üstü sinyalizasyon sistemi dahil tüm sinyalizasyon sistemini tedarik edecek, test ve devreye alma işlemlerini yapacağız. Söz konusu sürücüsüz sistemler sayesinde, sefer aralığı süreleri 90 saniye kısalacak.

Şubat 2022’de ise İstanbul’un Anadolu yakası için büyük bir öneme sahip olan Ümraniye-Ataşehir-Göztepe (ÜAG) Metro Hattı’nda tamamen sürücüsüz sinyalizasyon sistemi ve elektromekanik altyapı kurmak üzere yeni bir sözleşmeye imza attık. Ana yüklenici ile beraber, 13 kilometre uzunluğundaki ÜAG Metro hattının tam otomatik ve sürücüsüz olarak işletilmesini sağlayacağız. Marmaray, Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy-Sancaktepe ve Kadıköy-Kartal-Kaynarca Metro hatlarını birbirine bağlayacak olan hatta uygulayacağımız CityFlo650 çözümümüz, bakım maliyetini azaltacak ve hattın Dudullu-Bostancı Metro Hattı sinyalizasyon sistemi ile tam uyumlu ve ortak işlerlik özelliğine sahip olmasını sağlayacak.

Sonuçta 3 ayda 3 yeni proje ile bir rekora imza atarak 2022 yılına giriş yaptık. Ayrıca, diğer kent içi raylı sistem projelerimiz ile İstanbul’da şu anda devam eden toplam proje sayımız 9’a ulaştı. Metro sinyalizasyon projelerinin yanısıra, Türkiye’de ilk kez uygulanan ve katener tel ve direklerini ortadan tamamen kaldıran yerden kesintisiz güç temini (APS) çözümümüz ile Eminönü-Alibeyköy hattında yolcular eşsiz Haliç manzarası eşliğinde seyahat edebiliyor. Hattın 9 km’si işletmede ve çalışmalar devam ediyor. Ana hatlarda ise yeni projemize ilaveten Eskişehir-Kütahya-Balıkesir Sinyalizasyon projemize tüm hızıyla devam ediyoruz. Dünya çapındaki uzmanlığımız, yüksek teknolojimiz ve güçlü yerli ekibimizle Türkiye’yi daha çevreci ve akıllı mobilite çözümleriyle buluşturmaya devam edeceğiz.

Yeni tesis/üretim hattı ya da teknoloji ya da makina yatırımı kararı nasıl veriliyor? Yakın dönemde ne tür bir yatırıma imza attınız? Sonuçlarını/katkılarını anlatır mısınız?

Ulaşım, küresel enerji tüketiminin neredeyse üçte birini oluşturuyor ve bu oran yükselmeye devam ediyor. Tüm motorlu ulaşım seçenekleri arasında en düşük emisyona sahip olan demir yolu, uçaklara oranla kilometre ve yolcu başına 10 kat daha az karbon salımı yapıyor. Bu anlamda, taşımacılığın çevresel etkisini azaltmak acil bir ihtiyaç. Alstom, müşterileri ile birlikte çalışarak, mobiliteyi karbondan daha fazla arındırma konusunda kararlı. Dizel trenlere göre çok daha verimli bir alternatif olan hidrojen yakıt hücreleriyle çalışan trenlerimiz bu çabamızın bir örneği. Alstom'un 2018'de hidrojen yakıt hücresi ve pil teknolojisine dayalı bölgesel treni tanıtan dünya çapındaki ilk şirket olmasından gurur duyuyoruz. Bu teknolojik çözümün ve ülkemizin sürdürülebilirliğinin bu tür bir ürünün demir yolu ortamımızı iyileştirebileceğine inanıyoruz.

SPT, TÜRKİYE PAZARINDA İMREN SONDAJ MAKİNE İLE BÜYÜYOR SPT, TÜRKİYE PAZARINDA İMREN SONDAJ MAKİNE İLE BÜYÜYOR

Türkiye’nin çevreci mobiliteye geçiş hedefleri doğrultusunda geniş ürün yelpazemizde yer alan bir diğer önemli ürünümüz tramvay araçları için katenersiz zeminden beslemeli güç temini çözümü olan APS sistemi. Türkiye’de ilk defa Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattı’nda uygulanan sistem, Haliç bölgesinin tarihi dokusuna çok yakıştı. Tel ve direkleri dolayısıyla da görüntü kirliliğini tamamen ortadan kaldıran APS, akıllı kent içi ulaşımının anahtarı konumunda.

Gelişmiş bir çift yüzlü güç trafo merkezi olan HESOP çözümümüz ise CER enerjisi tüketiminin yüzde 15’ine kadar tasarruf ve mevcut frenleme enerjisinin yüzde 99’unda geri kazanım sağlayan akıllı bir diğer ürünümüz. Kullanım ömrü boyunca maliyet optimizasyonu sağlayan HESOP aynı zamanda altyapı yatırım miktarının da düşürülmesine yardımcı oluyor. 

Sanayinin Dijital Dönüşümü vizyonunuz nedir? Varsa pilot uygulamalarınızdan bahseder misiniz? 

“Alstom in Motion” ismi ile geliştirilen stratejik planımız doğrultusunda ‘dünya çapında daha yeşil ve daha akıllı mobiliteye öncülük etmek’ vizyonuyla hareket ediyoruz. Sürdürülebilir gelişme, yeşil ve dijital inovasyonlar, operasyonel verimlilik ve atik, kapsayıcı, sorumluluk sahibi kurumsal kültürümüz ile vizyonumuz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz.

Dijital dönüşüm Alstom’un tüm faaliyetlerinin kalbinde yer alıyor. Bu bağlamda siber güvenlik kavramını ise dijital dönüşümün ‘orkestra şefi’ olarak görüyoruz. Tamamen dijital odaklı bir çağda veri ve bağlı sistemlerin koruma altında olması, operasyon devamlılığı için en temel gerekliliktir. Dünyada neredeyse 40’a varan siber güvenlik projemiz ve stratejik partnerlerimiz ile birlikte siber güvenlik çözümlerimizle de Türkiye’nin hizmetindeyiz.